Alaçatı Turizm Derneği

ALAÇATI MUTFAĞI VE LEZZETLERİ

Alaçatı Mutfağı

Yazar: Gökçen Adar
Yemek yazarı, araştırmacı 2017

BAŞLARKEN

Medeniyetin beşiği Ege’nin hem topraklarından hem de denizinden tarih ve bereket fışkırır, 
Ege’nin incisi izmir’in “Dünyada Yaşanılacak Şehirler Listesinde” altıncı sırada yer alması ise gurur kaynağımız. Tesadüfe bakın ki New York Times dergisinin yayınladığı ”Dünyada Ölmeden Görü. lecek Yerler” listesinde ise Türkiye’den sadece izmir’in Alaçatısı yer alıyor. Bu da demektir ki lzmir, Çeşme, Alaçatı Anadolu’da görülecek ve yaşanacak yerler arasında başı çekiyor. Doğası, iklimi, bereketli toprakları Ege’yi her dönem özel kılmış. Bu özellik doğal olarak beslenme kültürüne de yansımış. Ege, İzmir ve Alaçatı mutfağını diğer mutfaklardan farklı kılan kültürel zenginliği ve ürün zenginliğidir. 
Ege’nin bereketli toprakları üzerinde pek çok sebze, meyve, tahıl ve yenilebilir yabani bitki yetiş]yor. Buğday, üzüm, zeytin ve incir… Bu dört bitki ise sadece Ege topraklarında bir arada yetişiyor, Yabani bitki ve otları ise pazarlardan hiç eksik olmaz. Yüzlerce ot cinsi, yemek, salata, çorba, börek olarak sofralarımızı süslüyor. Yemeklik otların yanı sıra kekik, adaçayı, biberiye, fesleğen, defne gibi şifalı otlar da Ege topraklarında bol bol yetişiyor. Bölgedeki hayvan üreticiliği eskiye oranla azalsa da kümes hayvancılığı ve büyükbaş hayvancılığının hala gündemde olması yöre açısından son derece önemli. Özel bir cins olan sakız koyununun Çeşme Yarımadasında hala yetiştiriciliği yapılıyor. Çeşme ve Karaburun’a has özel bir peynir olan kopanisti yine bu bölgede üretiliyor. Ürün çeşitliliği 
açısından Ege Denizi’ni de unutmamak gerek. Bu kadar çeşit ve zenginliğin içinde binlerce farklı lezzetin ortaya çıkması da doğal olarak kaçınılmaz oluyor. 
Ege yıllar boyu çeşitli toplumlara, medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir bölge. Son yüzyıl içinde ise Izmir ve dolaylarına yerleşen toplumlara göz atarsak bunların yerleşik Türkler, Yunan adalarından ve Balkanlar’dan mübadele yoluyla gelen Müslüman Türkler, Museviler, Anadolu’nun diğer bölgelerinden gelen Türkler, ltalyanlar ve Rumlar olduğunu görürüz. Her gelen toplum bu bölgeye kendi kültürünü de beraberinde getirmiş, yıllar geçtikçe de birbirlerinin kültürlerinden etkilenmişlerdir. Bunun sonucunda da zengin mi zengin birleşik bir mutfak çıkmış ortaya… Bu zenginliğin etkileri Alaçatı’ya da yansıyarak yemek kültürünü etkilemiş. 
Alaçatı, daracık sokakları, birbirine bitişik kalın duvarlı taş evleri ile halen eski dokusunu koruyan ve geçmişe ait izlere yakından tanık olabileceğiniz tarihi bir yer… Eskiden bir bölümü bataklık olan Alaçatı’ya 1800’lü yıllarda padişahın emri ile yakın adalardan Rum işçiler getirtiiip bataklık kurutulmuş. Gelen Rumlar, tarihi adı AGRILIA olan bu bölgeyi çok sevmiş, kendi evlerini yaparak yerleşmişler ve adına da ALASATA, yani yabani zeytin ağacı demişler. Adına şarkılar bile bestelemişler. Gerçekten de Alaçatı civarında bin yaşın üstünde çok sayıda zeytin ağacı bulunuyor. Rumlar bağcılık ve şarapçılık işine de el atarak Fransa’ya bile şarap ihraç etmişler Alaçatı’dan. Daha sonra Mübadele nedeniyle Alaçatı’da yaşayan Rumlar bölgeyi terk etmek zorunda kalmışlar ve buna karşılık Balkanlar ve Yunan Adaları’ndan gelen Müslüman Türkler bölgeye yerleştirilmişlerdir. Gelenler bölgedeki bağ ve sakız ağaçlarını sökerek bildikleri iş olan tütüncülüğe başlamışlar. 
Günümüze gelecek olursak, Alaçatı 2000’li yılların başında tanınmaya başlayarak yavaş yavaş artan bir ziyaretçi portföyüne sahip oldu, olmaya da devam ediyor… Kendine has küçük otelleri, lokan
taları, aile işletmeleri, eğlence yerleri, bar ve kafeleri ile özellikle yaz aylarında ziyaretçi akınına uğrayan bir destinasyona dönüştü. 
Peki Alaçatı’ya gelen bu insanlar ne yer, ne içer? Alaçatı mutfağını ev ve ticari mutfak olarak iki başlıkta inceleyebiliriz:

ALAÇATl’NlN EV MUTFAKLARI 
Alaçatı ev mutfağı, lzmir ev mutfağının bir uzantısıdır ancak onun kadar kapsamlı değildir. Sofralarında yer verdikleri yemekler genellikle kolay bulunabilen malzemelerden hazırlanan yemekler olmuştur. Eski Alaçatı sakinleri alışkanlıklarını halen sürdürüp evlerinde ekşi maya ve tatlı nohut mayası ekmeklerini kendileri yapıyor. Alaçatı içinde gezerken kıyıda köşede kalmış taş fırın kalıntılarına hala rastlamak da mümkün. 
Mübadeleden sonra Yunan adalarından ve Balkanlardan gelip Alaçatıya yerleşen Türkler de kendi mutfak kültürlerini beraberlerinde getirerek Alaçatı’ya özgü mutfak uygulamalarının oluşumuna katkı sağlamışlardır. En bilinen örneklerinden bazılarını aşağıda belirttim. 
Kapama yemekleri: Kapama denilen tencere kapağı gibi kenarları kıvrımlı yaklaşık 80-100 cm çapında, bombeli, kalın bir saç ile pişirilen lezzetler. Ortasından uzun demir çubuğun geçmesini sağlayan bir halkası sayesinde kapak kaldırılabiliyor. Çalı çırpı, tezek toplanıp ateş yakılıyor ve kapama ateş üstünde tutulup kızdırılıyor. Sonrasında kızgın kapama alınıp ateşe saç ayağı konuluyor ve üstüne tepsi içine pişirilecek malzemeler oturtuluyor. Tepsi üstünde kızdırılmış kapama ile de üzeri kapatılıyor. Kapama üstüne de kürekle kızgın küller atılıyor. Böylece kısa sürede pişen yemekler de çok lezzetli oluyor. Ateş yakmak, kapama kızdırmak zaman alıcı ve zahmetli bir iş olmasına rağmen lezzetli bir yemek için uğraşmaya değer. Eskiden pek çok Alaçatı evinde uygulanan kapama yöntemi günümüzde maalesef az sayıda evde yapılıyor. 
Başka hiç bir yörede yapılmayan Alaçatı’ya özgü sulu pilavlar da var. Özellikle de iskorpit pilavının sulu pilavlar arasında ayrı bir yeri var. 
Bunların haricinde acı soğan salatası da bu yöreye özgü unutulan bir lezzet. Acı soğan, yabani bir cins sümbül soğanı. Üç kez haşlandıktan sonra turşusu yapılıyor. 
Yöre özelliklerinden bir tanesi de kınalı pide, diğer adı ise yaprak pidesi. Asma yaprakları yufka gibi tavaya sıralanır, üzerine un, soğan, yoğurt, yumurta ve peynirli karışım dökülüyor. Karışımın üstü gene asma yaprakları ile kapatılıp pişiriliyor. Bir başka pide çeşidi de sütlü pide, tatlı yerine tüketiliyor yörede. Pide hamuru yapılıp açılıyor, üzerine süt şeker yumurta karışımı döküp fırınlanıyor. Alaçatıya özgü ev mutfaklarında uygulanan lezzetleri daha da arttırmak mümkün. Ama onlar da başka bir kitap konusu olsun… 

ALAÇATl’NlN TİCARİ MUTFAKLARI 
Alaçatı, özellikle yaz aylarında, gelen ziyaretçi açısından büyük bir yoğunluk yaşar. Tüm işletmeler hazırlıklarını heyecanla tamamlar. Alaçatı’da faaliyet gösteren ticari mutfaklar da Alaçatı sakinleri gibi bu tempoya hazırdır artık. Her işletme kendine has bir menü sunar misafirlerine. Yerel lezzetlerin ağırlıklı olduğu restoranların yanı sıra dünya mutfaklarından da seçkin örnekler tadabileceğiniz geniş bir yelpaze içinde yerlerini alırlar. Bizlere de bu lezzetleri keyifli sofralarda paylaşmak kalır… 

KEŞFEDİN